24 Mayıs 2008 Cumartesi

Kurtlar Vadisi Analizi: Bölüm 4



KURTLAR VADISI ANALIZLERI - 4

ÇAKIR

"Çakır - Çakıcı" benzetmesi basında çok fazla yapıldı. Oysa okuduğum bazı kitaplarda ve gazetelerde gördüğüm Alaattin Çakıcı tam olarak bu tiplemeye oturmuyordu ve dizideki Polat Alemdar'ın bazı yönleri ile daha çok Çakıcı'ya yakın bir çizgi çiziyordu. Hatta "Acaba Çakıcı, Polat Alemdar gibi mafyaya yerleştirilmiş midir?" diye düşünmedim değil.

Polat, özellikle racon konusundaki duruşu ile Çakıcı’ya daha yakın. Çakır ise Sedat Peker’le Alaattin Çakıcı arasında kalıyor. Interneti karıştırırken bulduğum bir yazıyı eklemek istiyorum çünkü Çakıcı da benim gibi bu benzetmelere katılmıyor sanırım.



















"İddiaya göre, dizide Çakır karakteriyle özdeşleştirilen Alaattin Çakıcı, kahramanın bir bölümde Kurtlar Konseyi'nin kararıyla tombalacının elini öpmesinden hoşlanmadı. Çakıcı Yaptığı açıklamada söz konusu dizinin gençleri olumsuz etkilediğini ve gerçek hayatta kimsenin elini öpmediğini söyledi. Çünkü 'el öpme' racona aykırı bir durumdu."
Çakıcı karısının ölüm emrini gözünü kırpmadan vermişti, oysa ki dizide Çakır eşine bağlı biri. Laz Ziya'nın diğer kızı bu konuda Çakıcı'nın eşine yakın bir durum gösterdi. Testere ile yasak aşk yaşaması ve Şanslı 1 gemisi olayları (Lucky 1 idi sanırım) hep gerçek olaylarla paraleldir. Ayrıca Çakır hapise girmemek için yurtdışına kaçmayı reddetmişti ancak Alaattin Çakıcı uzun süre yeşil pasaportla yurtdışında dolaşmıştı ve Avusturya'da yakalandı.

Bunlar iki karakterin yakın olmayan yönleri. Bunlar dışında dizide Çakıcı - Çakır benzerliği konusunda Cerrahpaşalılar konusu Çakıcı - Çakır benzetmesini pekiştirdi. Çünkü işledikleri konu ile yaşanmış olaylara biraz yaklaştılar (Şahin Ağa'nın öldürdüğü adam Karagümrüklü Nuriş'e benziyordu), bu çekişmede Karagümrük çetesi ile paralellik kurabiliriz ama o noktada Çakır'dan daha çok çete ile uğraşan Polat olmuştu ve cevapları hep o verdi (dizide Polat’ı öne çıkartma sorunsalı). Çakır'ın ve Çakıcı'nın da Karadenizli olmaları en önemli ortak noktaları ki Sedat Peker de Karadenizli.

Kısacası her yönüyle Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı "Çakır" karakteri Polat Alemdar karakterinden daha önemli bir karakterdi. Yalnız ölümünden sonra bu kadar kolay harcanması ve kendine bağlı karısının bu kadar çabuk değişip sağ kolunun bir anda Çakır adını bile anmaması garip oldu. Bir önemli rol böyle harcanır konusunda başarılı çıkarttı yapımcılar, oysa bu tip mafya babaları kötü örnek olmalarına karşın hayatımızıninde yer alan, doğruları ve yanlışları ile yaşantımızda her zaman karşımıza çıkabilecek tiplemelerdir.

Türk sineması yıllarca bu temayı işlemiştir kaldıki bence dizi Çakır'dan sonra gerçekten "Mafya" dizisi olmuştur. Bu da bizim gerçekte mafyadan ne anladığımızla ilişkili sanırım.

Oktay Kaynarca yaklaşık 40 bölüm boyunca diziyi alıp götürdü, yer yer kullandığı aksesuarlar ile eski türk filmlerine göndermeler yaparak belli bir stil yarattı. Çakır'ın çelişkileri ve yarattığı fenomen uykusuz gecelerimize de konu olmuştur. Gökay (yojimbooo) ile yaptığımız "msn tespitlerini" sizlerle paylaşmak isterim:
Legoman
Oktay Kaynarca Türkiyede normal hayatta çok sevilen bir karakteri çok sevilir sekilde canlandırınca durdurulması zor bir fenomen yarattı. sonunu getiremedim cümlenin

Yojimbooo:
"yerel ağzıyla sevecen, kıyıcı yapısıyla kaçınılan hassas bir karakteri başarılı bir oyunculukla bir yıldıza dönüştürerek Çakır'ı bir fenomen yapmıştır."

LegomaN:
Çakır bugün yazlıklarda tatile giden sevilen ufak sevimli mafya tiplemesidir. Avşada oyleydi yani :)

Yojimbooo:
Şimdi bu doğru evet yalnız osman sınav gözüyle değerlendirdim onu çünkü o adamın eleştiren bir yönü vardır. Mesela çakırın ses tesisatçısını bıçaklatması o eleştirinin sonucudur özellikle gözüne sokar adamın o sahneyi bu adamlar sevimli olabilir ama sadisttirlerde der

LegomaN:
evet işte onu diyorum bende....

Yojimbooo:
ilk bölümde kana susamış göndermesi yapılan çakırın biftek yiyişide aynı eleştiriden bir kesit, bu yüzden sevilen bir tiplemeyi sevilen bir sekilde demek istedim ........


Böylesine sevilen bir tipleme olması üzerine halkta onu sahiplendi. Belkide sosyolojik olarak incelenmesi gereken bir durumdur bu. Daha önce Polat Alemdar için yazdığım halk kahramanı tiplemesine uzak olma öğesi paradoksal bir biçimde Çakır karakterinde vucüt buldu.
Tüm sadistliği, kumarhane işletiyor olması ve kiralık katil olmasına rağmen bir şekilde kader mahkumu olması ve bazı siyasi göndermeler onu halk içinde sevilen bir tipleme yaptı. Hatta Çakır adına gazeteye ilan verildi ki bu gerçekten ağlamamız veya kızmamız gereken bir durumdu.
Oktay Kaynarca için de oldukça zor bir durum olmuştur bence. Herhalde Çakıcı ile onu bütünleştiren bir kesim Çakır'ı da kendisinden biri olarak sahiplendi. Oysa dizide "Mein Kampf" yani Hitler'in yazdığı Kavgam kitabını okuyan Testere Necmi idi ve aslında yer yer Polat ve Çakır'da bölünmüşlük hissi versede acımasızlığı ve siyasi görüşü bakımından Çakıcı ve Testere arasında paralelikler vardı. Belki de o kesim Testere öldüğünde de gazeteye ilan vermeliydi.

Bütün bunların yanı sıra Seray Sever'in ağbisi olarak iyi bir performans ortaya koydu. Kısacası Çakır ve çevresi "Alem"i gayet iyi önümüze serdi. Seray Sever ise bütün çekiciliğine rağmen bunu dizide pek ortaya koyamadı Polat Alemdar'a platonik bir şekilde harcandı gitti. Dizinin erkek fatması olarak kaldı ki bu kadar dekolte giyinen bir Erkek Fatma bence olmadı.
Aslında Memati ile tamamlayıcı unsur olarak çok iyi idiler. Tabi Memati tiplemesinin şansız bir noktasıda bu oldu güvenilen sağ kol ile kızkardeşi aşkı iyi bir malzeme olabilirdi dizide. Yinede Seray Sever'i beğenerek izliyoruz kendisine kızılın çok yakıştığınıda vurgulamadan geçemiyoruz.
Çakır tiplemesinin kullandığı aksesuarlar ve mekanlar çok önemli idi. Kumarhane ve hapishane sahneleri Türk sinemasında 60'larda ve 70'lerde değişilmez mekanlar idi. 1980'lerde ise azalarak önemilerini sürdürdüler.
Çakır'ın özellikle hapishane performansı oldukça iyiydi. Hapishanede Kadir İnanır'la Cüneyt Arkın arasında bir hakimiyeti vardı ancak burada tamamlayıcı unsur Şahin Ağa idi.

Peki Oktay Kaynarca’nın eski Türk Filmlerine gönderme yapan karakterinin özellikleri nelerdir?
Öncelikle ismi. Yeşilçam'da Cüneyt Arkın'ı bir efsane yapan filmlerin başında gelen Yıkılmayan Adam'ın gerçek ismi Çakırdır. O eline silah verilmiş ve mafyanın içine girmiştir (hayat şartları nedeniyle, babası için) ama haksızlığa karşı savaş verir. Bu ağır ismin Oktay Kaynarca'nın Çakırı ile kesiştiği noktalar ise fazla değildir. Çünkü Yıkılmayan Adam savaşır, el öpmez, biat etmez, ettirmez.
Öte yandan Çakır'ın özellikle Katillerde Ağlar filmindeki Nuri Alço'nun canlandırdığı Alcapone Kerim'in kullandığı bastonu değişilmez aksesuarı haline getirmesi bu dizide benim için önemli bir ayrıntı idi.

Çakır'ın bastonunu bir silah olarak kullanması ve baş kısmında yer alan gizli bıcak 60-70-80lerden çıkıp günümüze gelmiş bir geleneğin devamı idi.

Katiller de Ağlar filminde Kerim, Alcapone'nin rakiplerini düşmanlarını beyzbol sopası ile öldürdüğünden bahsediyor. Çakır'da Tombalacıyı beyzbol sopası ile öldürmüştü. Ayrıca Katillerde Ağlar filminde Godfather melodisi bol bol çalar yine kumarhanede Çakır ve Kızkardeşinin Godfather eşliğinde yaptığı dans hem Katillerde Ağlar'a hem de Baba filmine bir göndermedir aslında.


Tabi bu noktada Çakır tiplemesini Katiller de Ağlar filmi üzerine inşaa ettiklerinide düşünebiliriz.
80'ler Kötünün tam kötü, iyinin tam iyi olduğu yıllardır. 2000'lerde ise daha karmaşık tiplemeler gözümüze çarpıyor. Bu açıdan 2000'lerin daha gerçekçi olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Ancak Kurtlar Vadisi'nin en büyük çelişkisi büyüteç altına aldığı "Kötülerin" bir anda "İyi" yönlerinin ağır basmasıdır. Bu en çok Kılıç'ta olmuştu ancak Çakır'da da bu dengenin bozulduğu sık sık görülür. Önümüzde bir mafya babası değil herşeyi ailesi için yapan bir kader mahkumu resmi daha ağır basmaya başlamıştı. Bu da ister istemez bazı insanları olumsuz etkiledi sanırım.

Yinede Çakır benim için son dönemde ortaya konulan önemli bir başrol karakteridir...
Gelecek Bölüm: Konsey'e Giriş

Yazan: Utku Uluer

Hiç yorum yok: