Konseyin açılımları ve dizinin çıkmazları:
Halk arasında gerçek hayatta Çakır gibi tiplerin herşeyin başı olduğu düşünüldüğünde, Kurtlar Vadisi dizisi mafya ve konsey konsepti ile aslında doğru saptamalar yapabiliyor. 70'lerde aktif olan ve konseyin veya mafya kurullarının yerini kukla oynatanların aldığı da bir gerçek. Ancak dizide sembolize edilmiş (veya sembolize edilmeye çalışılan) bu olaylar ülke meselelerine girdikçe dizinin sonuna doğru bir kısır döngü içine girdi. Zaten Kirve ile konu iyice dallanıp budaklandı ki her yönü ile aynı olan; Pala ve Polat'ı karşı karşıya getirdiler.
Dizinin başında sehem gibi ortak paydalarda birleşen insanların hiç bir çıkar çatışmasına girmeden birbirine gıcık olması çok mantıklı değildi. Bu noktada hikayeyi iyi aktaramadılar.
Çok iyi anlatılmadan yaratılan bir Rus Konseyi ve Karahanlının açıklayamadıkları güç kaybı dizide tek düzeliğin yanında senaryo zayıflığınıda ortaya koydu. Bir de Karahanlı'nın yetiştirdiği ve dizinin başında çıkarcı ve uyanık olan Tuncay'ın KV Pusu'da bir vatansevere dönüşmesi ilginçtir.
İnternet üzerinde dolaşan ve konsey üyeleri ile birebir karşılaştırılan gerçek kişilere gelince ( Bölüm 5'te detaylıca incelemiştik) bu noktada dizi epeyce başarılıdır. Bence dizinin en güçlü yönü gerçek hayattaki bazı kişileri alıp bunları 2-3 parçaya bölerek konsey içinde dağıtmış olmalarıdır. Bu haliyle dizinin başında yazan ve olayların gerçek hayatla alakalı olmadığı teorisinide güçlendiren ve diziye dinanizm getiren bir noktadır.
Dizi ilerledikçe Laz Ziya gibi şahsına münhasır mafya babalarının yok olduğunu görüyoruz aslında ve gerçek hayatta da bu tip mafya babalarının nesli tükendi. Bunların hepsi çok güzel birer kurgu ama sen gelde kahvehanedeki vatandaşa veya gazeteye ilan veren vatandaşa anlat ...
Konsey Paradoksu ve çelişki:
Kurtlar Vadisi Pusu dizisi ile beraber, herşeyin üstünde olan bir konsey ve garip ilişkiler zinciri ortaya konulmaya başlandı. Aslında kurulan mantık çok saçma değildi ancak dizinin kendi içindeki çelişkileride ortaya serdi. Sanırım bu tip diziler için kendi inandırıcılığını yitirmek kadar kötü birşey olamazdı ve bence bu şekilde bu yapılmaya başlanıldı.
Mesela aşağıda youtube üzerinde bulduğum ve Memati ile Abdülhey arasında geçen bu dialog bir şekilde hem dizinin hem de eski konseyin haliyle eski dizide anlatılanları bir çorbaya dönüşmesi anlamına geliyor. Çünkü birbirinden habersiz olarak bu konseyleri belirtmeye başladığınızda İstanbul Sefirinden tutun bütün ilişki ağı insanların kafasını bulanıklaştırıyor. Çakır gibi bir ağır abinin yanında büyüyen Memati ise bir şekilde şaşırıyor (o noktada güzel oyunculuk var)
Memati'nin sorduğu sorular ve Abdülhey'in cevapları bir açıdan senaryo ekibinin beyin jimnastiğinin ekrana yansıması gibi gözükse de yeni büyükler konusundaki açık ve belirsizlik, dizinin hem yumuşak karnı hem de senaryoyu gereksiz yere genişletmek anlamına geliyor bence. Bu noktayı bukadar detaylı ele almamın bir diğer sebebi ise mafya konusunda dizinin ne kadar yetersiz kalıp kendi ile çelişkiler içine girdiğidir.
Dizi ısrarla yurtdışını, dünyadaki diğer mafya gerçeklerini ve Türk mafyasının ilişkilerini görmezden gelerek hem kendi kısır döngüsünü yaratıyor hem de gerçekçi olduğunu iddia etmesine rağmen dar bir alanda tükeniyor. Belkide bu nedenle dizinin gündelik olaylara yaklaşımı, günlük olayları analiz etme ve ele alma şekli çoğumuzu rahatsız ediyor ve doğru analizler olarak öne çıkmıyor.
Çünkü her ne kadar belli bir siyasi yaklaşımı anlatsa da ister istemez gerçeklerin bir çoğuna dokunmak zorunda kalacaktır.
Sonuçlar:
Bugün son 3 yıllık dönemi ele alırsak Kurtlar Vadisi günümüz olaylarını analiz etme iddiasındaki bir dizidir. Birçok değişkene rağmen konuyu sadece bir yönüyle ele almaya devam etmektedir. Bu haliyle aksiyondaki değişim göze çarpıyor. Tabi Osman Sınavsın yokluğunun getirdiği farkta uzun vadede hikayeyi yaymak olarak giderilmiş gibi.
Dizi üzerine analizlerime burada son verirken ilerleyen aylarda dizi ile paralel başlıklar açarak Yeni Sezon , Muro ve Dizinin Yeşilçam'a Göndermeleri'ne yer vereceğim. (Dizinin yine 3 yıldır Yeşilçamda ki köklerinden uzaklaştığını eklemeden geçemeyeceğim.)
Beni bu satırlardan takip eden arkadaşlar benim bir Kurtlar Vadisi hayranı olduğumu düşünmesinler. Yine de sevdiğim ve sevmediğim yönleri ile diziyi objektif bir şekilde analiz etmeye çalıştım. Bu kadar fazla izlenen ve ilk dönemlerinde gerçekten özenilerek işlenmiş bir konuya sahip bir diziyi belli kalıplar ile yargılamak istemedim.
Sonsöz:
Son olarak bu dizinin son dönem Türk sineması içinde önemli bir yeri olduğunu unutmayalım. Bugün eski Yeşilçam'ın yerini dizilerin aldığını söylemek çok yanlış olmaz zaten. Bu iyimidir yoksa kötümüdür bunu bize zaman gösterecek.
Kurtlar Vadisine gelince; Bütün gizemini yitirmiş olsada ... Muro, Bulut, Hakan ve İskender gibi tiplemeler ile yinede maceraseverler için iyi bir malzeme.
Utku ULUER - 2008
SON
Kurtlar Vadisi analizlerinin diğer bölümlerine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder